Geçtiğimiz Çarşambayı Perşembe’ye bağlayan gece Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa S.A.V.’in dünyaya teşriflerinin yıldönümünü kutladık.. Tüm Müslümanlar, Allah’a gerçek anlamda KUL, Resûlüne gerçek anlamda ÜMMET olabilmek için dua ettiler. Allah Resûlünü, derin bir hasretle andılar, selatu selamlar getirdiler… O’nun Şefaatini dilediler Rabbül alemin olan Allah’tan…
MELEKLER ve DİĞERLERİ DEDİLER:
“BU SENİN OĞLUN GİBİ HİÇ BİR OĞUL, CİHAN EVREN YARATILALI DÜNYAYA GELMİŞ DEĞİLDİR. ULU DEVLET BULDUN SEN….”
Resûlullah aşkıyla yazılmış olan, Merhum Süleyman Çelebi Hazretlerinin Vesiletü’n-Necât adlı eserinden “Veladet Bölümünü” ve açıklamasını Efendimize selam olsun diyerek aşağıya alıyoruz.
Amine hatun Muhammed annesi (Amine Hatun,Muhammed s.av.’in annesidir.)
Ol sadeften doğdu ol dür danesi (O sadeften doğdu o inci tanesi)
Ol sadeften doğdu ol dür danesi (O sadeften doğdu o inci tanesi)
Çünki Abdullah’dan oldu hâmile (Çünkü Abdullah’tan oldu hamile)
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile (Günler ve aylar geçti,vakit erişti.)
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile (Günler ve aylar geçti,vakit erişti.)
Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn (Hem Muhammedin gelmesi yaklaştı.)
Çok alametler belirdi gelmedin (Çok işaretler belirdi gelmeden.)
Çok alametler belirdi gelmedin (Çok işaretler belirdi gelmeden.)
Ol Rebiul evvel ayı nicesi (O Rebiul evvvel ayı nasıldır.)
On ikinci gice isneyn gecesi (Rebiul evvel ayının on iknci gecesiydi)
On ikinci gice isneyn gecesi (Rebiul evvel ayının on iknci gecesiydi)
Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer (O gece ki insanların en hayırlısı doğdu)
Anesi anda neler gördü neler (Annesi orda neler gördü neler. )
Anesi anda neler gördü neler (Annesi orda neler gördü neler. )
Dedi gördüm ol Habibin ânesi (Dedi ki gördüm o sevgilinin annesi)
Bir acep nur kim güneş pervanesi (Bir acayip ışık ki sanki güneş pervanesi.)
Berk urup çıktı evimden nagehan (Şimşek gibi çıktı evimde ansızın)
Göklere dek nur ile doldu cihan (Göklere dek ışıkla doldu dünya.)
Göklere dek nur ile doldu cihan (Göklere dek ışıkla doldu dünya.)
Gökler açıldı ve feth oldu zulem (Gökler açıldı ve karanlık açıldı)
Üç melek gördüm elinde üç alem (Üç melek gördüm elinde üç bayrak.)
Üç melek gördüm elinde üç alem (Üç melek gördüm elinde üç bayrak.)
Biri meşrık biri mağribde anın (Biri doğudaydı biri batıda)
Biri damında dikildi Kâ’benin (Biri de Kabe nin damında dikildi)
Biri damında dikildi Kâ’benin (Biri de Kabe nin damında dikildi)
Bildim anlardan kim ol halkın yeği (Bildim ki o halkın en iyisi )
Kim yakin oldu cihana gelmeği (Ki dünyaya gelmesi oldu yakın)
Kim yakin oldu cihana gelmeği (Ki dünyaya gelmesi oldu yakın)
Bildim anlardan ki ol halkın beyi (Bildim onlardan ki o halkın beyi)
Kim yakın oldu cihanâ gelmeyi (Ki yaklaştı dünyaya gelmesi.)
Kim yakın oldu cihanâ gelmeyi (Ki yaklaştı dünyaya gelmesi.)
İndiler gökten melekler saf ü saf (İndiler gökten melekler dizi dizi)
Kabe gibi kıldılar evim tavaf Kabe gibi evimi tavaf ettiler.)
Kabe gibi kıldılar evim tavaf Kabe gibi evimi tavaf ettiler.)
Hem hava üzre döşendi bir döşek (Hem havada bir döşek döşendi.)
Adı Sündüs, döşeyen anı melek (Adı Sündüs’tü onu döşeyen meleğin)
Adı Sündüs, döşeyen anı melek (Adı Sündüs’tü onu döşeyen meleğin)
Çün göründü bana bu işler ayân (Çünkü bu işler bana açıkça göründü.)
Hayret içre kalmış idim ben hemân (Hayret içinde kalmıştım ben o anda)
Hayret içre kalmış idim ben hemân (Hayret içinde kalmıştım ben o anda)
Yarılıp çıktı divardan nagehan (Yarılıp çıktı duvardan ansızın)
Geldi üç huri banâ oldu ayan (Geldi üç melek bana göründü.)
Geldi üç huri banâ oldu ayan (Geldi üç melek bana göründü.)
Bazıları derler ki ol üç dilberin (Bazılar derler ki o üç meleğin)
Asiye’ydi biri ol meh-peykerin (Asiye idi biri o ay yüzlünün.)
Asiye’ydi biri ol meh-peykerin (Asiye idi biri o ay yüzlünün.)
Biri Meryem hatun idi aşikâr (Biri Meryem Hatun idi açık)
Birisi hem hûrilerden bir nigâr (Birisi de hurilerden biriydi.)
Birisi hem hûrilerden bir nigâr (Birisi de hurilerden biriydi.)
Geldiler lutf ile ol üç mehcebin (Bu üç melek bana lutufla geldiler)
Verdiler bana selam ol dem hemin (Verdiler bana hemen selam.)
Verdiler bana selam ol dem hemin (Verdiler bana hemen selam.)
Çevre yanıma gelip oturdular (Çevreden herkes yanıma gelip oturdular.)
Mustafayı birbirine muştular (Mustafa yı birbirne müjdelediler.)
Mustafayı birbirine muştular (Mustafa yı birbirne müjdelediler.)
Üç alem dahi dikildi üç yere (Üç bayrak dikildi üç yere)
Her birisin edeyim nerden nere (Her birisini edeyim nerden nere)
Her birisin edeyim nerden nere (Her birisini edeyim nerden nere)
Dediler oğlun gibi hiç bir oğul (Dediler ki oğlun gibi hiç bir oğul)
Yaradılalı cihan gelmiş değil (Dünya yaratılalı dünyaya gelmemiştir.)
Yaradılalı cihan gelmiş değil (Dünya yaratılalı dünyaya gelmemiştir.)
Bu senin oğlun gibi kadri cemil (Senin bu oğlun gibi kıymetli bir evladı
Bir anâya vermemiştir ol Celil (Bir anaya vermemiştir o Allah.)
Bir anâya vermemiştir ol Celil (Bir anaya vermemiştir o Allah.)
Ulu devlet buldun ey dildare sen (Büyük bir nimet buldun ey gönüldaş.)
Doğuserdir senden ol hulki hasen (Doğacaktır senden o güzel yaratılışlı.)
Doğuserdir senden ol hulki hasen (Doğacaktır senden o güzel yaratılışlı.)
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır (Bu gelen dünya ve ahiret ilimlerinin sultanıdır.)
Bu gelen tehvid-i irfan kânıdır (Bu gelen ilim, irfan, ahlakın, birliğin, dinin kaynağıdır)
Bu gelen tehvid-i irfan kânıdır (Bu gelen ilim, irfan, ahlakın, birliğin, dinin kaynağıdır)
Bu gelen aşkina devreyler felek (Bu gelenin aşkına felekler döner.)
Yüzüne müştakdürür ins ü melek (Yüzüne aşıktır insanlar ve melekler.)
Yüzüne müştakdürür ins ü melek (Yüzüne aşıktır insanlar ve melekler.)
Bu gice ol gicedir kim, ol şerif (Bu gece o gecedir ki o şerefli)
Nur ile alemleri eyler latif (Işıkla alemleri rahmetlendirir.)
Nur ile alemleri eyler latif (Işıkla alemleri rahmetlendirir.)
Bu gice şâdân olur erbâb- dil (Bu gece mutlu olur gönül ehli)
Bu giceye can verir eshab-ı dil (Bu geceye can verir gönül dostları)
Bu giceye can verir eshab-ı dil (Bu geceye can verir gönül dostları)
Rahmeten lil’alemindir mustafa (Alemlere rahmettir Mustafa)
Hem şefiu’l-muznibindir mustafa (Hem günahkarlara şefaatçıdır Mustafa)
Hem şefiu’l-muznibindir mustafa (Hem günahkarlara şefaatçıdır Mustafa)
Vasfını bu resme tertib etdiler (Sıfatlarını bu resme düzenlediler.)
Ol mübarek nuru tergib ettiler (O mübarek nuru birleştirdiler.)
Ol mübarek nuru tergib ettiler (O mübarek nuru birleştirdiler.)
Amine eder çü vakt oldu tamam (Amine der çünkü zaman geldi.)
Kim vücuda gele ol hayrül enam (Ki meydana gelsin o hayırlı nimet.)
Kim vücuda gele ol hayrül enam (Ki meydana gelsin o hayırlı nimet.)
Susadım gayet hararetten kati (Susadım gayet hararetten kesin.)
Sundular bir cam dolusu şerbeti (Sundular bir cam dolusu şerbeti)
Sundular bir cam dolusu şerbeti (Sundular bir cam dolusu şerbeti)
Şerbeti karşımda tutdu hûriler (Şerbeti karşımda tuttu huriler)
Bunu sana verdi Allah dediler (Bunu sana verdi Allah dediler)
Bunu sana verdi Allah dediler (Bunu sana verdi Allah dediler)
Kardan ak idi ve hem soğuk idi (Kardan ak idi ve hem soğuk idi)
Lezzeti dahi şekerde yok idi (Lezzeti şekerde dahi yoktu)
Lezzeti dahi şekerde yok idi (Lezzeti şekerde dahi yoktu)
İçtim anı oldu cismim nura gark (İçtim onu bedenim oldu ışık
Edemedim kendimi nurdan fark (Kendimi ışıktan ayıramadım)
Edemedim kendimi nurdan fark (Kendimi ışıktan ayıramadım)
Geldi bir ak kuş kanâdiyle revan (Geldi bir beyaz kuş melek)
Arkamı sıvadı kuvvetle heman (Arkamı sıvadı kuvvetle hemen.)
Arkamı sıvadı kuvvetle heman (Arkamı sıvadı kuvvetle hemen.)
Doğdu ol saatte ol sultan-ı din (Doğdu o saatte dinin sultanı)
Nura gark oldu semavat ü zemin (Işığa boğuldu gök ve yer.)
Nura gark oldu semavat ü zemin (Işığa boğuldu gök ve yer.)